Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

29 Kasım 2011 Salı

Geçen Günler

Cumartesi sabah ablam kaldırdı bak sana bir paket geldi dedi. Uykuluyum ama fırladım yataktan Allahım bir baktım blog arkadaşım Sevdam'dan gelmiş :) nasıl çıglıklar atıyorum, herkes başıma üşüştü :) bakarmısınız?


Her biri ayrı ayrı deli etti beni, ablama, bana, anneciginin ördügü liflere ayrı bayıldık. O mumlar, o çerçeveler, o peçeteler, o kapladıgı kutu. Hangisinden bahsedeyim..Heleki yazdıgı notu okuyunca başladımmı aglamaya :) Ah sevda ya, iyiki varsınız canım, her biri benim için ayrı degerli ve hep saklanıcaklar..Peçetelerin güzelligine bakarmısınız? :)


Çok fazla olmadı blog dünyasında yerimi almam ama öyle güzel insanlar tanıdımki. Birde ben o açıdan çok şanslı görüyorum kendimi, Allah'a şükür hiç kötü insan çıkmadı karşıma..İyiki varsınız iyiki..

Biraz tembellik yaptım haklısınız ama hiç boşlamadım blogumu, diye düşünüyorum :) Pazar günü biraz Bakırköy yaptık. Alışveriş merkezi dolaşıldı yemekler yendi, sohbetler edildi ama çabuk yoruldum ve eve döndük. Anladımki henüz tam iyileşmemişim..

Yolda giderken, kırmızı ışıkta durunca birden bu palyaço atladı önümüze, çok şekerdi :))


             Yenilen pideler, edilen sohbetler ve kalabalık. Ben evde yalnızlıgı, dışarda da etrafın kalabalık olmasını seviyorum. İnsanları incelemek hoşuma gidiyor :)



                                                  Ve eve dönüş..Film izleyerek uyumuşum :)


Bugün çok sevdigim bir arkadaşım geldi. Hayatta beni en iyi anlayan insan diyebilirim. Hani dost derlerya tamda öylesi. Onu blog açması için kandırmaya ugraşıyorum, tanımanızı çok isterim. Donanımlı, esprili ve çok sıcak..Burda tanıdıgım sizler gibi, tekrar diyorumki iyiki varsınız...




25 Kasım 2011 Cuma

Dinlenme

Günlerdir bir şey yazamıyorum yine, hiç canım istemiyor. Blogları okumak, yeni bir şeyler görmek, yeni insanlar, yeni dünyalar tanımak daha çok hoşuma gidiyor sanki..

Ben hiç yazı paylaşmasamda sizleri takip etsem olmazmı? :) Şu an dinlenmeye aldım kendimi, mesela hiç dışarı çıkmıyorum, kitap okumuyorum, ot gibiyim. Ah sadece deli gibi film izliyorum :)

Sabah bir arkadaşım geldi, hani biri hasta olurda ona çiçek falan götürürüz ya, arkadaşta bana kendi yaptığı bu kapı süsünü getirmiş :) Çok ilginç geldi, sizlerlede paylaşmak istedim.


Ben odamın duvarına astım şimdilik. Yumurtaların içlerini boşaltarak yapmış. Dallarda hani asma, üzüm dalları oluyorya onlardan sanırım. Beraberde yaparız sana ögretirim dedi :) Bakalım yaparız..

Bu arada çok mutlu, bol keyifli bir hafta sonu diliyorum. Ama sevdiğiniz insanlar olsun yanınızda ve her anın tadını çıkararak geçsin zamanınız...

21 Kasım 2011 Pazartesi

Alacakaranlık

Alacakaranlık. Şafak Vakti bölüm 1. Nerdeyse bir senedir filmi bekliyoruz ve nihayet Cuma günü vizyona girdi. Ama hasta oldugum için gidememiştik. Neyse bu akşam gittik, saat 7.15'te filmimiz başladı. :)

İlk bir saat beklentilerimin altındaydı, daha sonrada beni çok tatmin etmedi açıkçası. İkinciyi beklemeye mecbur kaldık, buda bir sene daha beklemek demek. Ah bu arada inanılmaz kalabalıktı salon :)

                     Ama Jakob bu bölümde çok iyiydi ve artık Klan'ın başına geçti..


Sinemaya gitmeden önce Florya'ya gittik. Menekşe'yi bilirmisiniz? çok yakındır Florya'ya, çocukken orada çok denize girerdik. Ve gün batımı harikadır..Bu huzurlu, nefis kareyi orada çektim..


Dinlendim, güldüm, heyecanlandım. Keyif aldıgımız bir akşam geçirdik. Aslında mutluluğu çokta uzakta veya birinde aramamak lazım galiba. Çünkü bazen elimizi uzatsak yakalayacağımız kadar yakın...




20 Kasım 2011 Pazar

Nefes Almak

O günden beri dışarı çıkmıyordum. İyiyim, daha iyiyim artık, hani halsizlik falan var ama iyiyim. Sizlerede çok çok tsk ediyorum tekrar :)

Bugün hava biraz güneşliydi, bende günlerdir dışarı çıkmadım yürüyemem gibi geliyordu. Ablam hadi gel sana Nar alalım dedi. Ben markete falan gidemem hatta dışarı çıkamam dedim. Kalın giyinirsin, şapkanıda tak hem markete gitmicez dalından koparıcaz Nar'ı dedi :) kaldıki 50 metre yürüceksin.

Neyse çıktık bize yakın bir tanıdıgın bahçesi var çok büyük. O demiş zaten ben size koparırım diye. Dalında Nar'lar..


                    Öyle büyük bir bahçeki, her şey var burda tabi ben toplayamadım saolsun Ahmet abi topladı..


                                         Biberlere bakarmısınız, bir sürü kırmızı biber topladı bize :)


Baheçeye mevsimin o hüznüde çökmüş. Sonbahar-Kış'a ait bu renkler nasılda yalnızlıgı çagrıştırıyor..




Sonra eve geldik, üşümedim güneş vardı gerçekten çok degil ama. Hasta olmadan önce evdeki eski bir sepeti beyaza boyamıştım, onun içine koydum hemen Narlarımı :)




Günler sonra biraz Nefes aldım bugün. İyi geldi bol bol içime çektim temiz havayı. Yok fazla çekemedim çünkü öksürmeye başlıyordum :) İnsan hani hasta olunca anlıyorya saglıgın kıymetini aynen öyle..

Bol Nefes almalı ve saglıklı günler diliyorum hepimiz için..


16 Kasım 2011 Çarşamba

Hastayım

Çok kötüyüm arkadaşlar. Kaç gündür post giremiyorum, blogları ziyaret ediyorum yazıyorum ama inanın ellerim dahi titriyor :) Korkunç bir baş ağrısı, bütün kemiklerim acıyor sanki. Nefes almak bile öyle zor geliyorki, bogazım çok agrıyo, bişey yiyemiyorum..

Sabah bütün direnmelerime rağmen ablam yeter artık doktora gidiyoruz dedi. Gittik işte, şiddetli üşütme dedi doktor. Sanki karlardamı yuvarlandım :(  Ama çok üşüyorum, hiç ısınamıyorum..Doktor birde su iç bol bol dedi. Sıvı tüket...

İlaçları aldık geldik eve ama ben ilaç çok nadir kullanırım. Dün gece bir arkadaşımın tavsiyesi olan ballı-limonu tekrar yaptık onu içicem...




Lütfen arkadaşlar kendinize dikkat edin olurmu? Hava gerçekten çok soğuk..




12 Kasım 2011 Cumartesi

Soğuk Bir Gün



Bugün gerçekten çok soğuktu hava, ilk kez çok üşüdüğümü hissettim. Eve nasıl geldiğimi bilemedim :)  Hemen, başladığım boyunluğumu bitirmeye çalıştım. Çok kısa sürdü zaten :) Parmaksız eldiven ördüm birde, çok kolaymış gerçekten.

                             Düz ördüm desenli falan bilmiyorum. Spor bir görüntüsü oldu..





Buda bitirdiğim boyunluk ( başka adı varmı bilmiyorum ) Tığ ile uzun bir zincir çekip, Örgünün aralarından geçirdim ve ucunada çiçek yaptım :) Önden görüntüsü bu, ilginç oldu :)


                 Biz çocukken kışın geldiğini babamın aldığı salep'lerden anlardık. Bu akşam gidip mevsimin ilk salep'ini içtik. Güzeldi özlemişiz o sıcacık tadı...



Soğukların başladığı şu günlerde hayatımızda, böyle minik sıcacık dokunuşlar olsun...                                      



11 Kasım 2011 Cuma

Tenten

Aslında bir hafta falan oldu sanırım vizyona gireli ve beklediğim bir filmdi. Hareket yakalama tekniği ile çekilen bu animasyon filmin yönetmeni Steven Spielberg. Yapımcısıda Peter Jackson olunca nefis bir görsel şölen ortaya çıkmış..


Tüm film boyunca hiç bir şey düşünmedim desem yeridir :) soluksuz izledim ve gerçekten sevdim. Ama sinema tenhaydı biraz. 15 kişi falan vardı heralde :) rahat rahat izledik..



Ve Alacakaranlık. Artık sona yaklaşıyoruz heyecanla beklediğimiz bir film, tarihi 18 Kasım. Bir hafta sonra vizyona giriyor. Miray ve ben Edward degil Jakop hayranıyız, görüldügü üzere :)



Güzel, izlenebilir bir film. Eğer çizgi romanını okudunuz ve sevdiyseniz daha da çok ilginizi çekicektir. Kaldıki çekim teknikleri harika, sırf onun için bile izlenebilir...








10 Kasım 2011 Perşembe

Mimlerim :)

İki tane mimim var biri Sevgili Sevda Önce onu yapayım biraz geç kaldım çünkü :) Mim konusu çantanız ve içindekiler. Benim çantam acaip karışıktır ayıkladım biraz :) bu günlerde sık kullandığım iki çanta var.

                                                    Birincisi bu. Büyük çanta seviyorum :)


                                               Diğeride bu :) özellikle bunu çok kullanıyorum..


İçindekilerde bunlar. Fazla makyaj yapmıyorum ama bu far favorim. parfüm, defterim, kalem, cüzdanım, anahtarlarım, çok sevdiğim ojem :) tabi fotograf makinem, telefonum ve mutlaka sakız, çikolata falanda olur :)



Diğer mim Sevgili Deep-Sevgili Rosemary-Sevgili İnanırsak tarafından geldi :) Mim konusu RUH RENGİ.

Her insanın bir rengi olduguna inanırım. Blog arkadaşımların çogunun hiç düşünmeden rengini söyleyebilirim. Bazıları da flu geliyor bana, renklerini çözemediklerim var yani :)



Deep-Turuncu. Dışa dönüklüğü ve güveni temsil eder, ayrıca neşenin ve bilgeliğinde sembolüdür..

Rosemary-Yeşil ve Sarı. Doğanın ve baharın rengidir. Yaratıcılığı simgeler ve güven verir..

İnanırsakolurbence-Yeşil. Yazdığım her şey onun içinde geçerli ve cidden çok yaratıcı..

Lo la-Siyah.Yalnızlığın ve Gizemin rengi..

Buzdan hayaller-Mor. Bu rengi çok sevdiğini biliyorum :)

Hobihuzur-Sarı. Zeka, incelik ve pratiklik. Ayrıca hüzün ve özleminde rengidir.

Cebimdekirenkler-Yeşil ve Sarı karışımı bence.

Clementier-Yeşil ve Sarı..

Noblessem.-Yeşil ve Mavi...

Küçükkurbaam-Pembe. Uyum, neşe, şirinlik ve sevginin simgesi. Tüm o karamsarlığına ragmen Ruhu pembe...

Okuyan-Sarı ve Mavi...

Sevda-Pembe ve Yeşil..

Sihirlitorba-Mavi. Huzuru temsili eder ve sakinleştirir..

Erdi Karadeniz-Oda benim gibi Kova ve Mavi :)

Yekta-Pembe..

Baharım-Yeşil....

Essum-Pembe...

Ecerce-Kahverengi. Gerçekçiliğin, plan ve sistemin rengi. Ayrıca pembe'de var onda :)

Zeynebim-Sarı ve Mavi..

Şahane bir kadın-Kırmızı. Canlılık, dinamizm ve mutluluğu temsil eder.

Mia Wallace-Kırmızı ve Siyah..

Severim Deliyi-Kırmızı ve Siyah bence..

Zıvanasız-Siyah ve Yeşil..

Dolunay-Mavi ve Yeşil...

Sedo Kızım-Yeşil ve Pembe..

Simge-Flu henüz :) rengini bulmaya çalıştıklarımdan biri..

Belindam-Kırmızı biliyorum :)

Natalie-Turuncu ve Yeşil..

Mıknatıs-Siyah ve Mavi

Kısaca Fd-Turuncu..

Berrahobi-Canan-Yeşil ve Mavi..

Darla-Pembe ve Siyah...

Allahım ne çok yazmışım :) Ve yazmak istedigim çok kişi var aslında. Bunlar ilk aklıma gelenler.

İnanın çok yorgunum. Kafam karışık olabilir, özellikle bu gece çok önemli benim için, unuttuklarım olursa lütfen mazur görün.

Benim rengime gelicek olursak, ruhum Mavi. Vazgeçilmezlerim ise Siyah-Beyaz..

Burada adı yazılı olanlar yapmak isterse yapsınlar nolur :) Çünkü bu mimi hazırlamak nerdeyse iki saatimi aldı ya :)  Kimseyi zorlamak istemiyorum ama :) Rengim muaftır, çünkü konuştuk onunla :)










8 Kasım 2011 Salı

Keyif

Bayram geldi ve öyle yoğun geçiyorki hiç post giremiyorum :( acaip yorgunum. Dışarı hiç çıkamadım desem yeridir. Bu gün için arkadaşlarla yaptığım planıda iptal etmek zorunda kaldım. Çünkü yine misafir geldi. Sakın şikayet ettiğimi falan düşünmeyin ama birazcık kendime zaman istemiştim :)

Neyse artık yarın itibariyle bitiyor. Bende bu vesileyle herkesin bayramını kutluyorum. Ya geç oldu ama böyle işte :) O zaman, bugün farklı bir post olsun, benden olmasın ama alacağım bir şey bu :)

Hep sevmişimdir sallanan sandalyeleri. Bir zamanlar benimde vardı, orda kitap okumak, film izlemek çok keyifliydi. Geçenlerde kardeşim abla alsak bir sallanan sandalye dediğinde, netten modellere baktık ve bende paylaşmak istedim sizlerde :)

Ama eskisi gibi değil şimdi modeller, hatta bazılarını gördüğümde çok şaşırdım ve sevdim de  :)

                                                    Galiba ben en çok bunu sevdim


                                                       Çok çocuklu aileler için güzel çözüm :)


                                         


                                             

                                                   


                                                        Bunları çok sevdim, çok :)


                                                 O kadar çok model varki, kafası karışıyor insanın






                                                     





Biri mutlaka sizinde istediğiniz gibidir. Düşünsenize pencere önündesiniz, dışarıda kar yağıyor, sizin üzerinizde bir battaniye, elinizde kitabınız, kahveniz..Çok huzurlu, çok keyifli bir görüntü. Hayali bile güzel :)

Tam bu postu yazarken telefon geldi, yarın dayımlar, kuzenler geliyor :) e güzel ne diyeyim :)








5 Kasım 2011 Cumartesi

Ponponlarım

Bayram gelmeden bitirmeliyim demiştim ve bitti. Ama bir daha uzun zaman ponpon yapmak istemiyorum :) Parmaklarım çok acıdı. Sonuç fena olmadı. Elimdeki peluş fazla büyük değildi tam olarak yatağı kapamadı ama idare edicem artık :)

                                        Üşenmedim saydım tam 50 ponponla yapmışım.




Böyle aşağı sarkıtınca baya iyi duruyor. Birde gri ip kalmamıştı bugün aldım ve bitirdim :)




Bugün birde canım tatlı bir şeyler isteyince kağıt helva^dan kolay bir şey yaptım :) hatta şu an postu hazırlarken bir yandan tadına bakıyorum :) eh fena değil gibi..



Üç tane kağıt helva'yı üst üste koyup aralarınada muhallebi hazırladım ve en üstünüde krem şanti ile kapladım..


                    Bittikten sonra çikolata parçacıkları ile süsledim, biraz uyduruk oldu sanki :)
                               


Her şey tamamda daha ortada bayram tatlısı yok. Ne yapıcaz onu bile bilmiyoruz..

Çikolata tadında geçse günlerimiz, hep mutlu olsak..




3 Kasım 2011 Perşembe

Bayram Öncesi

Bayram geldi sayılır, temizlik bitmek üzere birde bunun üzerine bir yatak örtüsü yapmak istedim. Pardon çok iddialı oldu :)

Geçen sene aldığım siyah bir peluş vardı. Çizmemde kullanmak için almıştım ama baya büyük almışım. Bende ne yapayım diye düşünürken yatağım için bir örtü neden olmasın dedim..

Kenarları atıyordu, ya elde dikicektim yada :) Ablamın bir arkadaşı küçük bir tekstil atölyesi açtı. Bende bugün ona götürdüm kenarlarına overlok çekelim dedim ama ben deneyebilirmiyim bakalım yapabilecekmiyim :) kız saolsun tmm dedi, bana gösterdi ve kenarlarını çektim. Ama ikimizde konuşmaya dalınca bir baktık beyaz iple dikmişiz :) neyse söktü sonra kendisi dikip verdi bana :)

Bende kenarlarına siyah-gri-beyaz ponponlar hazırlıyordum zaten. Hemen tığ ile yapmaya başladım ve dayanamayıp çektim fotoları işte :) bayrama bitirmem lazım..Ah birde şişe kılıfı diktim elde ve yine ponponlar. Hediye gidicek bu içindeki şişeyle :)

                                                   Dikiş denemelerim :)


                                             Aslında hiçte fena olmamış, yapabilirim gibi geliyo bana :)



Hazırladığım ponponların iplerini uzun bıraktım, tığ ile tutturmaya başladım. Fena gitmiyor şimdilik..dört tarafı bu renklerde ponpon olucak..



                                Buda yaptığım hediye gidicek olan şişe kılıfı. Siyah-beyaz takıntım..



                                              Geçen sene çizmem için yapmıştım bunuda..



Acaip sabırsızım hemen biten işleri seviyorum, onun için ponponları hemen bitirmem lazım. Yoksa sıkılıp bırakacağımı biliyorum..


1 Kasım 2011 Salı

Anısı Olan Şarkılar

Sevgili Derin Mavi ve Sevgili Ahu beni mimlemişler, çok tsk ediyorum. Mim konusu Anılı Şarkılar.

Üzgünüm ama bende anısı olan şarkıları paylaşmıcam. Çünkü onları hatırlamak ve dinlemek istemiyorum..

Sevdiğim ve sık dinlediklerimi paylaşmak istiyorum..

James Brown bütün şarkıları ama en çok Man's World..Özellikle Pavarotti ile söylediği..



Sonra adamım Louis Armstrong..ya nerdeyse çocukluğumdan beri çok severim. Büyüler beni..Şarkım What a Wonderful World



Ve ve çok sevdiğim türküler ve Neşet Ertaş..Her türküsünü severim ama Zahidem..harikadır. Belki bilmeyenleriniz olabilir bir kez dinleyin derim. Sazın üstadır..


Şimdi aslında çok mimlemek istediklerim var ama diyorumki isteyen herkes mimli olsa tarafımdan olurmu? yapmak isteyenler yapsa, bende çok sevinsem :)...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...